Efkarım birikti. Kreş bu mu hakikaten? Yani “ilk sene hastalanacak hep, hazır ol” dedikleri bu muydu? Ama bir tuhaflık var: Hiç hatırlamam ilkokulun ilk senesi hasta olup da günlerce okula gidemediğimi…”1 gün okul 4 gün ev” şeklinde okula devam ediyor Kaan. RSV denilen bir virüs varmış meselâ, 3 aya varan öksürük sebebi. Antibiyotikler virüse kâr etmiyorsa test yapılmadan yazılması (defalarca rastladım) kafamı karıştırıyor. Kıt aklım almıyor.
Arkadaşları nasıl? Çok farklı değil sanırım. Veliler yazışıyor: 2 haftada 1 antibiyotik veriyoruz diyorlar! Kuzucuklardan biri geniz eti ameliyatında. Kime sorsam kulak enfeksiyonu, sinüzit, krup, astım. Aklım duracak. Geçen hafta sınıfın ⅔’ü yoktu. Farkımız steroid veya antibiyotik olmadan ayakta durabilme çabası; ama 2 aydır olaylar raydan çıktı.
Detaya girmeyeyim: Kulak bitiyor, ciğer başlıyor, tam bitti derken sonraki haftaya üsteliyor. Hafta sonu açık havaya giden çocuk, pazartesi hastalanıyor ve nedir bu açık havadan çektiğimiz? Zanlı, bir polen veya çim.
Bir de DM yazanlar var: Tatilde Ordu, Marmaris, Urfa’da hiçbir sorun yaşamayan çocuk İstanbul’da tıkanıyor diyorlar. Hadi sanayi, stres, trafik ve niceleri burada, tamam. Ama ne yaptık bu çocuklara biz de bağışıklık bu hale geldi? Astım benim bildiğim, çok sigara içen yaşlı amca hastalığı idi küçükken. Halısı, yerlere kadar perdesi olan evlerde büyümedik mi? Odanın havasını sürekli temizleyen aletler ve özel kılıflar mı vardı? N’oldu da hemen her çocuk alerjik, astımsız ev yok, körpecik ciğerler sökülüyor öksürükten? Her şey toksik. Ve bu minicik bedenlerdeki toksik yükü temizleyemezsek daha çok işimiz var. Kendi yükümü(zü) hiç saymıyorum.
