Dinledim, dinledikçe kahroldum; geçmişe ayrı yandım, bugünümüze ve yarını olanlara ayrı. Sonra dedim ki vahlanacağıma duyurmalıyım bunu! Hangimiz, ne kadar tutabilirse ucundan ve neyi düzeltebilirse kar. Konumuz EMF! (Electromagnetic Field) Keşke fotoğraftaki gibi bir kısaltma olsaydı; ama değil: ELEKTROMANYETİK ALAN.

Araştırırken beni en çok yaralayan şu cümle oldu:
Dr. Klinghardt; kendisine başvuran kişi EMF maruziyetini gidermediği sürece, (hasta) bakmayı reddediyor! Yani bunu, hasta kabulünde şart koşuyor! Olumsuz etkilerine, o derece ikna olmuş.

Kimdir Klinghardt derseniz; www.vitamingiller.com’da çok güzel özetleniyor: “40 seneyi aşkın süredir hekimlik yapan, özgeçmişi çevrilemeyecek denli uzun, detoks alanında çalışma yürüten sağlık personeli ve Otizm-Lyme camiasında yakından tanınmakta (ülkemizde de öyledir umarım; zira “otizm tedavisi ve beslenmenin alakası yok” diyenler var! 🙄) olan ünlü bir doktor.” Sözünü sakınmayan ve açıklamalarını pür dikkat dinlediğimiz. Efsane yazı şurada>> 

Hayatım GSM sektöründe geçti. (Size söylüyorum bir ayağım çukurda diye, inanmıyorsunuz. Depreme karşı defalarca güçlendirilmiş “akıllı bina”; çünkü dünyaya yayın yapan temel verici tepede!) Eve, pelte gibi bir beden ve zihinle gelirdim her akşam, bu zihin durumuna anlam veremezdim. Tek dileğim uyku olurdu.




Eşimin de işi, kesintisiz/yüksek hızda internete bağlı kalmayı gerektiriyor ve ufacık kesinti olursa hayat duruyordu. Ofis, geceleri eve taşınıyordu. Statüsü ne olursa olsun “Mesai bitti, yarın bakarız, şu an istirahatteyiz” diyenler var mı sahi Türkiye’de olup da? Hız ve rekabet! Ama asla ikna edemedim evdeki WI-FI yönlendirici (router) ve kablosuz modemi hiç değilse gece kapatmaya, zaten hiçbir sorun olmadığına yönelik “sponsorlu” araştırmalarla dolu idi etraf. Çünkü “kapat ve bak” diyordu. “Sen kapatsan komşularınınki cayır cayır çalışıyor.” Haksız da değildi. Artık kurcalamaz ve şüphelenmez olmuştum. Evde hala yönlendirici var.

Taa ki bu seneye, Dr. Klinghardt’ın açıklamalarını duyana dek. Dr. Mercola ile EMF üzerine harika bir sohbetleri var. Blogda konuyu, onların dilinden aktarıyorum; “ne gibi önlemler alabiliriz” önerileriyle birlikte. Biraz uzun ama anlaşılıyor, uzun okumayı seven ve beynini/bedenini önemseyenleri yazının devamına alalım. Selam, soru ve katkıları ise yorumlar… Bu bilgileri, size bu zararlı manyetik alanın göbeğinden iletiyorum; trajikomik olan da bu.

EMF nedir?

Ulusal Çevre Sağlığı Bilimleri Enstitüsü’ne göre; EMF’ler, “elektrik enerjisi kullanımıyla ilişkilendirilen, genellikle radyasyon da denilen görünmez enerji alanları.”

Elektromanyetik alanlar (EMF) sağlığımız için en büyük tehditlerden biri. Olumsuz etkileri;  dünya çapında tartışmalara yol açmaya devam ediyor. Bizi etkileyen en tehlikeli kirlilik, vücudumuzun günlük olarak yüzdüğü EMF’lerin görünmez denizi olup sadece topluluk içinde değil, evimizde de gün boyu EMF’lere maruz kalıyoruz.

Dr. Mercola notları:

Telekomünikasyon endüstrisi; tüm dünyada düzenleyici kurumları, halk sağlığı otoritelerini ve profesyonellerini, güçlü ve sofistike lobi çalışmaları yoluyla manipüle etti ve “tüketiciler EMF’lerle ilgili sağlık risklerinin farkında olmadığından” kafaları karıştığıyla kaldı.

Sigara içmeye benzer şekilde EMF’lerin olumsuz sağlık etkileri hemen fark edilmeyebilir; ancak zaman içinde kademeli olarak gelişecektir. Gerçekten de cep telefonları, 21. yüzyılın sigara-vari halk sağlığı tehdididir.

Bu yazıda kimler var? Dr. Klinghardt, Dr. Pall, Dr. Mercola, Dr. Havas

Biyokimya ve temel tıp bilimleri uzmanı Prof. Martin Pall’ın, EMF’lerin insanlara, hayvanlara ve bitkilere nasıl zarar verdiğine dair moleküler mekanizmaları tanımlayan çalışmaları var. Ve ısrarla EMF maruziyetinin; hücre içi kalsiyumu arttırdığını belirtiyor. “Hücrede bulunan aşırı kalsiyum ve kalsiyum sinyallemesi artışı, biyolojik hasarın çoğundan sorumlu” diyor.

Kalp rahatsızlığı olanlara genellikle reçete edilen kalsiyum kanal blokerlerini kullanarak EMF’lerin etkilerinin bloke edebileceğini veya büyük ölçüde azaltabileceğini gösteren bir dizi keşfi de var. Dr. Mercola ile olan sohbetlerinde ayrıntılı söz ediyor.




Biyokimyasal süreçleri geçelim. Sonuç:

*EMF; mitokondriyal fonksiyonumuzu ve hücresel proteinleri azaltır.
*Şiddetli hücresel hasara neden olur.
*DNA kırılmasıyla sonuçlanır.
*Yaşlanma sürecimizi önemli ölçüde hızlandırır.
*Bizi, kronik hastalıklar için daha yüksek risk altına sokar.

Düşük frekanslı ama sürekli radyasyon; 1990’lardan sonra çığ gibi büyüyen kronik hastalıkları, beyin tümöründen daha büyük oranda tetiklemişe benziyor.

Dr. Klinghardt ile devam edelim:

Yetiştiği Almanya’da, lise yıllarında dahi (yüksek gerilim hatları, manyetik alanlar ve mikrodalga sinyalleri tarafından oluşturulan) EMF’lerin sağlığa zararlı olduğu gerçeğinden haberdar edilmişler.

Dr. Klinghardt diyor ki: “Bir elektrik prizinin yanında uyumamamız gerektiği, yatağımıza yakın ışığımız veya elektrikli alarm saatimiz olMAması gerektiğinin farkında olduk. Ve bu, 1960’larda biliniyordu.”  ABD’de ikamet ettiğinde, bu bilgi uçup gitmiş -otistik çocuklarla çalışmaya başlayana kadar-. Bu noktada, EMF’nin gerçekliği ve sağlığa etkileri ön plana çıkmış.

Ve ekliyor: “Otizmdeki bu inanılmaz krize (yükselişe) bakıyordum; 90’ların sonunda otizmli çocukların eğitimine başladım ve tıbbi toplantılara gittim, tedavi etmek için biyomedikal yaklaşımlar dinledim. Bu konferanslarda tamamen eksik olan, çocuğun deneyimlediği/maruz kaldığı elektromanyetik alanlar idi.

Hamilelik
Klinghardt, annenin hamilelik sırasında uyuduğu yatak odasında bulunan EMF’yi değerlendirdiği bir pilot çalışma yaptı: Otizmli bir çocuğun, ev aletleri akımlarından ve cep telefonlarından ve diğer kablosuz teknolojilerden kaynaklanan yüksek frekanslı EMF’lere olan ortalama maruziyeti, otizmli olmayan çocuklardan 20 kat daha yüksekti. Ne yazık ki çalışma hiçbir zaman yayına girmedi, ancak EMF’lerin otizme katkıda bulunan “kabul edilmeyen bir faktör” olduğuna kendisini ikna etti.

Klinghardt tarafından alıntılanan başka bir çalışmada; cep telefonlarından, WI-FI yönlendiricilerinden ve benzeri cihazlardan gelen mikrodalga radyasyonunun rahimde yirmi kat yoğunlaştığı, yani okunan değer rahim dışında ne olursa olsun, ölçümün annenin içinde 20 kat daha yüksek olacağı gösteriliyor. Dr’un belirttiği üzere; “Ne yazık ki rahim etrafındaki zarlar, annenin içinde bulunduğu ortamdaki EMF’leri önemli ölçüde konsantre etmede ve insan gelişimi için sürdürülebilir olmayan seviyelere ulaştırmada garip bir etkiye sahip!” Mıknatıs gibi çekiyor.

EMF’lerin gerçek dünyaya etkisi, EMF konusunda iyileştirme yapan otizmli çocuk aileleleri ciddi gelişmeler rapor ettiği için, doktorun klinik uygulamasında da belirginmiş.

RUSYA ve İRAN
Klinghardt’a göre, Rusya ve İran, cep telefonu radyasyonunun genliğini düzenleyen en katı kurallardan bazılarına sahip. Kardeşi ve bir meslekdaşının kendisine gönderdiği bir video üzerinden, Putin’ in meclisine verdiği bir konferansta aynen şöyle dediğini aktarıyor:

“Amerika ile savaşmaya ihtiyacımız yok. Elektriği kullanma şekilleriyle aslında toplu intihar ediyorlar, sadece hepsi akıl hastanesine girene dek beklemeliyiz.”

Ve doktor, kanaatini şu sözlerle vurguluyor:
“[Putin], Rusya’nın tekrar güçlü bir ulus olmasını istiyor ve bunu farklı bir şekilde sağlıyor. Elektromanyetik alan maruziyetini sınırlayarak zeki, dünya lideri, bilim insanı olarak yetişecek farklı çocuklar yetiştirmeye çalışıyor.

[ABD], ölmek üzere olan bir millettir; temelde, suyu florlama şeklimiz, aşı programını ve elektro-sisi adapte etme şeklimiz nedeniyle. Bütün bir milleti çökertmek için, mükemmel bir fırtına yarattık. “

Ancak kontrolsüz EMF maruziyetinin kötüleştirdiği tek sorun otizm değil. Alzheimer’le ve kısırlıkla da (bilhassa erkeklerde) ilişkilendirilmiş durumda ve bu sorunların üçü de yaygınlık açısından roket hızıyla ilerlemekte. Şu anki yörüngesinde toplum; sonunda işlev görmez hale gelecek!

İNSAN SOYUNU TÜKENMESİ TEHDİDİ GAYET GERÇEK!

Klinghardt’ın aktarımına göre; bilim insanı Barrie Trower, yetimhanelerde yaşayan çocukları çeşitli frekans ve seviyelere maruz bırakarak mikrodalgaların insan sağlığı üzerindeki etkilerini araştırdı. L Bu araştırma daha sonra psikiyatri hastanelerine uygulandı. Burada tüm bir popülasyonu 2,4 gigahertz (GHz) ‘e maruz bırakarak sterilize edebileceğinizi keşfettiler – Yani Batı ülkelerinde şu anda cep telefonu hizmetleri için kullanılan taşıyıcı frekansı. (Merih: biz hayvanlar üzerinde yapılan deneyleri eleştireduralım, o konuda yol alamamışken yetimin adı yok!)




Şu anda kullandığımız aynı cep telefonu radyasyonuna (2 ve 3 nesil) sürekli maruz kalmanın, hepimizi steril edeceği ve türümüzün yok olacağı tahmin ediliyor” diyor. Klinghardt ayrıca, İsveç’teki Karolinska Enstitüsünde görevli nörobilimci Prof. Dr. Olle Johansson‘un, İsveç’te Alzheimer hastalığının en yoğun olduğu bölgelerin, en yüksek EMF maruziyetleri olan bölgeler olduğu yönündeki  tespitlerinden söz ediyor.

Dr. Johansson, on yıldan fazla bir süredir cep telefonu radyasyonuyla ilgili uyarılar yayınlıyordu ve Karolinska’dan istifası için yoğun bir baskı altındaydı; çünkü cep telefonu endüstrisi, okulda kaldığı takdirde enstitüden fonu geri çekmekle tehdit ediyordu.  Dr. Johansson, EMF konulu çalışmalarına devam etmek için özel bağış ister duruma geldi.

Peki EMF’den nasıl korunabiliriz?

Pratik İyileştirme Stratejileri (Gece için Dr. Klinghardt anlatıyor)

En iyi önleme stratejilerinden biri, beynimiz için çok önemli bir zaman olduğu için, uyku sırasında aşırı düşük frekanslı manyetik alanlara maruz kalmayı ortadan kaldırmaktır. Derin uykuda, beynimizin glifatik (glymphatic) sistemi devreye girerek (Alzheimer hastalığının ayırt edici özelliği olan) amiloid-beta proteinleri dahil olmak üzere birikmiş atık ürünleri detoksifiye etmesini ve yok etmesini sağlar.

Bunu yapmanın tek yolu, SİGORTAYI KAPATARAK yatak odanıza giden elektriği kesmektir. İstisnalar arasında, Chicago ve New York bulunmaktadır; çünkü bina kodları tüm elektrik kablolarının bir kanal içinde olmasını gerektirir. (Merih: Oturduğumuz binalar hep böyle. Kanal içinde olmayan eski tip binalar hariç. Her ev kendine has; ama yeni binalar çoğunlukla böyle. Dolayısıyla çözüm önerisi sağda.) Sonuç olarak, bu yerlerden birinde yaşıyorsanız, yapmanız gereken tek şey elektronik ekipmanınızı prizden çekmek. Elektriğinizi kapatmak zorunda değilsiniz, böyle bir kolaylık var en azından.

Hasta veya hamileyseniz, daha sıkı önlemler gerekir. Buzdolabınız, klimanız veya ısıtmanız ve gerekli tıbbi malzemeler hariç, tüm evdeki elektriği kesmek en iyisidir; sadece yatak odasına gideni değil. (Merih: Yapmayın doktor. Gece lavaboya taşınırken mum ışığında mı gitsin kadıncağız? Özetle; elçiye zeval olmaz.)

Elektrik alanları pek eğlenceli. Yatak odanızdaki elektrik alanını kapatabilir ve iki odadan uzakta tutabilirsiniz; ancak alan, bir devreden diğerine geçebilir ve hala çok kötü bir durumda olabilirsiniz.”

Mümkünse, birkaç yüz dolar harcayın ve uzaktan kumandalı bir anahtarın düzgün şekilde takılmasını sağlayın, böylece yatağınızdan bir düğmeye basabilirsiniz ve sigorta kutusundaki sigortaları kapatır. Bu, 1 numara. İkincisi, eğer bir apartman dairesindesiniz ve altınızda, yanınızda, üstünüzde insanlar varsa ilk tavsiyem mümkünse taşının. (Merih: Kaçımız yapabilir bunu? Ne mutlu müstakil evde yaşayanlara.)

Mümkünse, sadece alüminyum folyonun daha parlak tarafını komşuya doğru kullanarak, komşuya karşı koruyucu bir duvar oluşturabilirsiniz. Bütün duvarın kaplanması gerekiyor. (Merih: Kaçımız yapabilir bunları?)

Bunu yere de yapabilirsiniz.… Merih: Onun yerine, HİÇ DEĞİLSE bütün bir apartman el birliğiyle WI-FI yönlendiricileri gece kapatsa nasıl olur? Tamam, binadan çıkıp yürüyor yürüyor ve yürüyorsunuz, hala sinyal alıyorsunuz. Ama olsun! Bu yazıyı okuyanlar için fark edecek…O deniz yıldızı gibi. Mümkün.

En Azılı Suçlular Evinizin İçinde!

WI-FI yönlendiriciniz (router) varsa evde bir baz istasyonu ile yaşıyorsunuz demektir. İdeali ondan kurtulup kablolu bağlantıya dönüş yapmak. (Merih: Gelin de bunu sevdiceğinize anlatın! Anket yaptım, her 2 evden birinde var. Kullananların ise %80’i gece kapatmıyor. Yatmadan çekiverin prizi. Hem onu hem modemi.)

Diğer bazı radyasyon formlarına karşı korunmanın çok zor olabileceğini unutmayın. Buna, polis ve itfaiyelerin kullandığı 400.000 Hz aralığında frekanslar da dahil. Bununla birlikte, çoğu insan için en kötü maruziyet; ev elektrik akımlarımız, cep telefonumuz (uçak modunda değilken) ve WI-FI yönlendiricimizdir.

EMF, hissedelim veya hissetmeyelim, bizi etkiliyor.  Elektro-hassas olanlar fiziksel olarak maruz kaldıklarının farkındadırlar, ancak hassasiyetten bağımsız olarak hastalık oranları aslında aynıdır. Ortalama olarak, bir kişi yaklaşık 3.5 metre mesafedeki bir cep telefonundan biyolojik olarak etkilenir.

Dr. Klinghardt, bir ölçüm yaparak 9 metre mesafede, hala sağlıksız seviyelere maruz kaldığını keşfetmiş;  bu yüzden cep telefonunu kullanmadığında, her zaman uçak modunda ve / veya bir Faraday çantası içinde tutuyormuş.  (Merih: Hayatı GSM sektöründe, kesintisiz bağlantıyla geçmiş ve vaktiyle cep telefonunu yastık altında duran “saat alarmı” yapanlarımız ne olacak doktor?)

Klinghardt’a göre, hastaların durumlarındaki iyileşmeyi bildirme derecesi, EMF azaltma çabalarıyla doğrudan ilişkili. Dört ay sonraki  kontrollerinde iyileşme bildirmeyenler, maruziyetlerini hafifletmek için çok az şey yapmış veya hiçbir şey yapmamışlardır; oysa önemli iyileştirmeler bildirenler proaktif adımlar atmışlardır. “Siyah ve beyaz kadar net” diyor.

Gündüz Alınabilecek İyileştirme Önlemleri  (Dr. Klinghardt anlatıyor)

Gündüz EMF maruziyetini azaltmak, çoğumuz için daha zordur; çünkü çoğumuzun gündüz elektroniği kullanması ve WI-FI örülü alanlarda hareket etmemiz gerekir. Ciddi derecede hasta hastalar için Dr. Klinghardt, Stetzer (GS) filtrelerinin kirli elektrik seviyesini veya üretilen elektromanyetik parazit seviyesini azaltmak için kullanılmasını öneriyor.

Ayrıca, mikrodalgaları yayan kompakt floresan lamba (CFL) –ki bunlar led öncesi enerji tasarruf ampulleri- kullanımınızı tekrar gözden geçirin. Klinghardt, Her (CFL) ampul, bu frekanslarda yayılan, insanların sağlığına kesinlikle zarar veren küçük bir baz istasyonu gibidirdiyor.Bunların gitmesi ve eski (akkor) ampulleriyle değiştirilmesi gerekiyor.” Merih: Allahım, her yerimizde bu ampullerden var ama! %75 daha az enerjiyle pek verimliydi. AB’de; enerji tasarrufu ve küresel ısınmayla mücadele amacıyla seneler evvel eski tip akkor ampuller yasaklandı. Karbondioksit emisyonunu azaltmak ve çevre dostu ürünlerin kullanımını etkinleştirmek idi amaç.

“Eski tip ampuller güvenli. Elektrik daha pahalıya mal olur, ancak CFL’leri kullanan insanların sağlığına maliyeti, elektrikten tasarruf ettiklerinden milyon kat fazladır. ”Işık yayan diyotlardan (LED’ler) da kaçınmak en iyisidir. Merih: Sevdiğum, şoke oldu! Şu an bizde LED devam.

İnternete gelince, kablolu bir Ethernet bağlantısını seçin ve WI-FI yok edin. Kullanılmadığında, cep telefonunuzun uçak modunda ve/ya korumalı bir Faraday çantası içinde olduğundan emin olun. Bir cep telefonu kullanırken, arama yerine mesaj kullanın veya Blue Tube (blue tube headset) kulaklık kullanın. Böylece telefonu vücudunuzdan uzak tutabilirsiniz. Elektrik alanını kulaktan doğrudan beyninize geçirdiğinden, Bluetooth kulaklık ve standart kulaklık takmaktan kaçının. Merih: Fenalık geçirmek üzereyim. Neler yapmışız senelerce!

Dr. Klinghardt: “Genel olarak, insanlar evlerinde ve işte, sabit hatlara sahip olmakta ısrar etmeli ve mümkün olduğunca bunu kullanmalı. Cep telefonunu yalnızca acil durum aracı veya mesajlaşma için kullanmalılar” diyor. (Merih: Evet, işverenler bunu derhal dikkate alacaktır!)

Son olarak, koruyucu kıyafetler var. www.LessEMF.com, bu konuda iyi bir web sitesi… Burada tişörtler ve iç çamaşırları var. Nörolojik hastalıkları ve otizmli çocukları olan hastalardan istediğim bir şey bu; 7/24 giymeleri gerekiyor ve bu büyük bir fark yarattı… Vücudun daha büyük kısmını T-shirt ile koruyarak, beyniniz için, örneğin korumalı şapka takmaktan daha fazla fayda elde edersiniz.”  diyor.

(Merih: Sitede gözüme çarpanlar; şapka, başlık, baş ve boyun bantları, hamileler için kıyafetler, bebek başlığı, ev-ofis içi EMF azaltıcı/sıfırlayıcı cihaz, ev tekstili, gözlük, lab önlüğü vs…)

EMF bize nasıl zarar veriyor?

EMF’ler birkaç farklı şekilde zarar verir. Klinghardt tarafından açıklandığı gibi, radyasyon, mikrobiomumuzu etkiler, bağırsaklardaki faydalı bakterileri patojenik hale getirir.  Dr. Martin Pall tarafından yapılan araştırmalar aynı zamanda mikrodalga radyasyonunun voltaj kapılı kalsiyum kanallarımızı (VGCC) aktive ettiğini gösterir – hücrelerimizin dış zarındaki kanallar. Bu nedenle, magnezyum gibi doğal “kalsiyum kanalı engel çözücüleri” EMF maruziyetine karşı yardımcı olabilir ve magnezyum eksik olmadığından emin olmak önemlidir.

Magnezyum treonat, güçlü bir anti-retroviral ajan olarak görev yaptığı için özellikle faydalı görünmektedir. Klinghardt, bağırsak toleransı için kullanmayı öneriyor, yumuşak dışkılama sağlayana dek dozu arttırarak. Ayrıca hastaları için her zaman, bunu, kalsiyum kanallarını ayarlamaya yardımcı olan bir homeopatik olan 12X kalsiyum fosfat (kalsiyum fosforik) ile birleştirdiğini öğreniyoruz.

Çocuklar üzerindeki uzun vadeli etkileri tahmin etmenin güvenilir bir yolu olmasa da, 13.000’den fazla annenin yer aldığı bir çalışma, bazı ciddi potansiyel etkileri ortaya çıkarmış.

Davranış problemlerinde % 49 artış
Hiperaktivitede % 35 artış
Akranlarla ilgili problemlerde % 34 artış
Duygusal konularda % 25 artış

EMF’nin Çevresel Etkileri

Dr. Klinghardt, elektro-sis’in; arıların ve diğer önemli tozlayıcıların yok edilmesinde de önemli bir rol oynadığını belirtiyor – böcek ve ot öldürücü toksik ilaçlarla birlikte. Faydalı böcekler öldükçe, hastalık taşıyan keneler, cep telefonu radyasyonuna karşı oldukça duyarsız oldukları için daha yaygın hale geliyormuş meğer! Merih: şok şok!

“Yıkıcı olan şey, geçmişte kene popülasyonunu kontrol eden şeylerin kuşlar olduğuydu. Kuşlar keneleri yerler, ancak kuşlar tek başına kenelerle yaşayamazlar; diğer tüm böceklere ihtiyaçları vardır ve bu yüzden ötücü kuşlarda ve böcek yiyen kuşlarda çarpıcı bir kaybolma oldu. “ diyor Dr. Klinghardt. “Böceklerin etkileyici bir şekilde azalması söz konusu;  ancak yalnızca mikrodalgalara maruz kaldığı yerlerde. Sadece bir baz istasyonu yerleştirildiği için ölen ağaçları, ormanı gösteren Almanya’dan görüntülerimiz var elimizde.

Şu anda kullanıldığı şekliyle cep telefonu radyasyonu; tamamen hayata karşıdır ve içimizdeki ağır metaller, özellikle de gökten ve soluduğumuz havadan gelen alüminyum ile birleşmektedir. Glifosat, atrazin ve diğer ot ve böcek öldürücü kimyasalların, [gıda] koruyucular birlikte vücudumuzda bileşik bir etkisi olduğunu artık biliyoruz.” Diyor ve ekliyor: “Organik yemekten, belli şeylerden kaçınarak biz, kusursuz bir fırtına yarattık.” 

Dr. Mercola anlatıyor: Kontrolsüz bir şekilde EMF’ye maruz kalmanın neredeyse tüm kronik hastalıklara katkıda bulunan ve iyileşmeyi engelleyen önemli, gizli bir faktör olduğuna ikna oldum. Dr. Klinghardt’ın klinik deneyimi bu görüşü desteklemekte; çünkü hastalar EMF maruziyeti iyileştirmelerini ciddiye almaya başlayana kadar “nadiren” iyileşirler.

Hastaysanız, cep telefonu kullanımınızı günün çook saatinden daha az saatlere düşürmenizin yeterli geleceğini düşünmeyin. En azından geceleri elektrik ve manyetik alan maruziyetini sınırlandırmak ve ideal olarak elemek gibi,  gerçekten daha sert adımlar atmanız gerekiyor.

Dr. Mercola ve Dr. Dietrich Klinghardt’ın EMF Tehlikeleri hk sohbetine buradan ulaşabilirsiniz:

Dr. Mercola ve Dr. Martin Pall’ın EMF’nin sağlığa etkileri ve kronik hastalıklara olan katkıları hk sohbetine buradan ulaşabilirsiniz:

EMF kalkanı enteresan (!) ürünler: http://www.lessemf.com/personal.html
(Merih: 800 dolara cibinlik almak isteyebilirsiniz. Neye vermiyoruz? Şaka bir yana ilgi çekici ürünler var hakikaten. Ne kadar az maruziyet o kadar iyi.)

KONUYA ŞİPŞAK BAKIŞ:

Dr. Dietrich Klinghardt // Dr. Martin Pall // Dr. Mercola

Hamileler çok ciddi adımlar atmalı EMF maruziyetlerini azaltmak için ki çocuğun otizmli olma ihtimali azalsın! EMF’ler hamile kadınlara özellikle zararlıdır: Çocuklarını DEHB ve otizm açısından risk altında tutar; davranışsal, duygusal ve sosyal meseleler yanı sıra…

Cep telefonlarından, WI-FI (router) yönlendiricilerinden ve benzer cihazlardan gelen radyasyon, rahimde yirmi kat yoğunlaşır; yani bu ölçüm anne içinde (rahimde) 20 kat daha fazla olacaktır.

Bebek monitörleri, cep telefonları, telsiz telefonlar, baz istasyonları, WI-FI yönlendiricileri, akıllı sayaçlar ve diğer kablosuz cihazlar ile mikrodalga radyasyonuna maruz kalmak, ciddi mitokondriyal fonksiyon bozukluğuna neden olur.

Kablosuz teknolojiler kaynaklı mikrodalga maruziyeti ile tetiklenen serbest radikal artışının; kaygı, Alzheimer hastalığı, otizm, kardiyak aritmi, depresyon ve kısırlık (bihassa erkeklerde)  ile bağlantısı olduğu vurgulanıyor. Çığ gibi büyüyorlar.

Telefon ve bilgisayarımız için kablolu bağlantılar kullanmanın yanı sıra, EMF’lerin zararlı etkilerini azaltmaya yardımcı olabilecek stratejiler arasında magnezyum seviyenizi optimize etmek ve Nrf2 (*) artırıcı yiyecekler yemek yer alıyor.

Yine en iyi stratejilerden biri, beynimiz için en önemli zaman olduğundan, uyku sırasında elektrik alanlarına maruz kalmayı ortadan kaldırmaktır.

(*) Kırmızı ve mor meyveler; üzüm çeşitleri, elma, narenciye – Çaylar; Yeşil, beyaz, siyah ve oolong – Çikolata! – Soğan, yeşil soğan, kale, brokoli, acı biber, taze fasulye, maydanoz, kekik, tarçın, karanfil, zencefil.

VE YENİDEN ÖNLEMLER:

Masaüstü bilgisayarınızı internete kablolu bir bağlantıyla bağlayın ve masaüstünüzü uçak moduna geçirdiğinizden emin olun. Ayrıca kablosuz klavyelerden, hareket toplarından, farelerden, oyun sistemlerinden, yazıcılardan ve ev telefonlarından da kaçının. Kablolu sürümleri tercih edin. (Merih: Biz bunu başaramadık. Doğruya doğru. Ama artık gece tümünü fişten çekiyoruz. Ve uçak moduna alıyoruz telefonları.)

WI-FI kullanmanız gerekiyorsa, kullanmadığınızda, özellikle de uyurken geceleri kapatın. İdeal olarak, evinizi kablolamak en iyisidir, böylece WI-FI’yi her zaman kapatabilirsiniz. Ethernet bağlantı noktası olmayan bir dizüstü bilgisayarınız varsa, kablosuz bağlantı olmadan internete bağlanmanıza izin verecek bir USB Ethernet adaptörü satın almak iyi olur.

Gece, pille çalışan bir saat kullanın, ideal olarak ışıksız bir saat. Gerektiğinde sadece bir tuşa basılarak ışık ve saat görülebilsin.

Hala bir mikrodalga fırın kullanıyorsanız değiştirin; evinizdeki en büyük EMF kirleticileridir.

Kablosuz sinyale bağlı olarak “akıllı” cihazlar ve termostatlar kullanmaktan kaçının. Bu, tüm yeni “akıllı” TV’leri içerecektir. Akıllı olarak adlandırılırlar çünkü bir WI-FI sinyali yayarlar ve bilgisayarınızın aksine WI-FI sinyalini kapatamazsınız. WI-FI yaymadıklarından, TV’niz olarak büyük bir bilgisayar monitörü kullanmayı düşünün.  (Merih: Akıllı TV kullanıyoruz, bir ayak hepten çukurda!)

Akıllı sayaçları mümkün olduğu kadar reddedin ya da radyasyon azalttığı gösterilmiş olan mevcut bir akıllı sayaca, bir kalkan ekleyin.

Bir bebek monitörü kullanmak yerine, bebeğinizin yatağını odanıza taşımayı düşünün veya kablolu bir monitör kullanın. Her durumda, kablosuz olan bebek monitörlerinden kaçının. Bazı kablolu seçenekler var.

CFL (tasarruf) ampullerini akkor ampullerle değiştirin. İdeal olarak tüm floresan lambaları evinizden çıkarın. Sadece sağlıksız ışık yaymakla kalmazlar, ampüllere yakın iken akımı bedeninize aktaracaklardır.

Uçak modunda olmadıkça cep telefonunuzu vücudunuzda taşımaktan kaçının ve uçak modunda olmadıkça asla yatak odanızda yatmayın. Uçak modunda bile sinyalleri yayıyor, bu yüzden Faraday çantasını araştırın.

Cep telefonunuzu kullanırken, hoparlörlü telefonu kullanın ve telefonu sizden en az 1 metre uzakta tutun. Cep telefonundaki zamanınızı radikal bir şekilde azaltmaya çalışın. (Merih: İşte burada artık ayrılıyor yolumuz sevgili IGdaşlarım. Yapmayı deneyeceğim.)

Daha pratik bazı hatırlatmalar:

Kaan’ı tablet ve TVye çok fazla maruz bırakmış olmanın hüznüyle paylaşıyorum:

Bilhassa çocukların TV-telefon-tablet-Xbox vb cihazlarla ilişkisi azaltılarak kesilmeli. (Evde Xbox /playstation varsa elektrikle bağlantısı “prizden çekerek” kesilmediği sürece 7/24 sinyal göndermeye devam ediyor. Açma/kapama düğmesinden kapatmak yetmiyor.)

Evdeki kablosuz modem ve yönlendirici (router) en azından geceleri kapatılmalı.

Evdeki aydınlatma olabildiğince “mum kararına” indirgenmeli ve gece uyuduğumuz odada ışık, prize takılı saat, lamba vb olmamalı. Yani yatak odasında elektrikli hiçbir cihaz/saat/prize takılı eşya bulundurulmamalı.

Odada, mümkün mertebe karanlık için karartmalı (black-out) perde kullanılmalı.

Yatak başının olduğu duvarda elektrik prizi olmamasına dikkat edilmeli. Odanın 2 yanında duvara bitişik elektrikli cihaz (TV- bilgisayar dahil) bulundurulmamalı.

Merih: Kaçını yapabiliriz? Kendi adıma tümünü olmasa da ciddi adımlar atmaya başlamışken sizinle de paylaşayım. Hemen bu gece WI-FI yönlendiriciyi kapatıverin, olmaz mı?

Okumaya hala bıkmayanlara ek notlar:

Dr. Magda Havas anlatıyor:

WI-FI bitkilerin bile bağışıklığını düşürüp küflenmesine sebep oluyor!

Çoğu okul, hastalığa yol açan WI-FI yönlendiricileri koyuyor. Okullarda WI-FI, gençlerde kalp sorunlarına yol açtığı için Kanada’da, okullar defibrilatörler (ritmi bozulmuş veya yeni durmuş kalbe şok müdahale aracı) koyuyor!  Merih: EMF engelleyici koysalar?

Birincil endişe, baz istasyonlarıdır. Yakınlarında yaşayanların, elektromanyetik aşırı duyarlılık (EAD) sendromu geliştirdiği saptanmıştır. Merih: Artık zaten evimizdeler. Bkz: Tüm yazı.

EAD’li kişilerin% 95’i fluoresan ampulleri tolere edemez ve baş ağrısı çeker.

EAD belirtileri yaşlanma belirtilerine benzer. Hızlı Yaşlanma Sendromu diyebiliriz ismine.

Civa, EMF’ye maruz kaldığında daha fazla çözünür hale gelir ve vücutta daha kolay hareket eder. Merih: !!

Mikrodalga radyasyonu vücuttaki mikropların tehdit altında hissetmesine ve daha fazla toksin açığa çıkarmasına neden olur.

Önce çevreyi, sonra insanı tedavi edin!

Mesafe sizin dostunuz. Bir baz istasyonundan en az 500 metre, elektrik hatlarından 100 metre ve basınç dalgaları oluşturan rüzgar türbinlerinden 2 kilometre uzakta bulunmak öneriliyor.

WI-FI ve bluetooth özelliğini kapatın.

Kablosuz telefonlar ve WI-FI, evdeki en büyük iki yayıcıdır.

Mesajlaşma konuşmaktan daha iyidir; hoparlör ise telefon görüşmeleri için …

Evinizde telsiz bir telefona sahip olmak, baz istasyonundan 100 metre uzakta yaşamaktan daha kötü. Merih: Allahım!!!

Akıllı sayaçlar mikrodalga radyasyonunu yayar; iki yönlü iletişimi vardır. En iyi yol yine kabloludur.

Merih: Yeteri kadar şiştiysek bitti! Ama unutmayın: Yapılabilecek şeyler çok. Miniklerin eline verilen 2G ve masum denilen akıllı saatler de masum değil, cep telefonları da. Bari akılsız olanlardan verip derste kapatmalarını, uçak moduna almalarını tembihleyelim!

Bu arada, Instagram’da yaptığım ankette;  ilköğretimde çocuğu olanların %30’u, çocuğunda cep tel veya akıllı saat benzeri “lokasyon bildiren cihaz” olduğunu belirtti. Lisede çocuğu olanların ise %66’sı. Tehlikenin farkında mısınız?

6 YORUMLAR

  1. emeginize saglik.uzulerek ams uyanarak okudum.evimde wifi yok.hemen komsuya geceleri kapatmasi icin rica da bulunacagim.ve hikayemde de paylasim daha cok kisinin uyanmasina vesile olacagim..mutesekkirim🌸

  2. Yaklaşık 20 yıl önce Discovery Channel’da bir belgesel izlemiştim. Yanılmıyorsam Amerika’da bir kasabada çocukluk çağı losemilerinde anlamlı bir artış tespit ediliyor. Bunun üzerine CDC ekip kurup sebebini araştırmaya ve bölgeyi incelemeye başlıyor. Yapılan çalışmalar sonucunda bu artışa yüksek gerilim hatlarının sebep olduğu kanıtlanmıştır. Kasabadaki çocuk oyun parkınin çok yakınında kurulu olan bir yüksek gerilim hattı olduğunu ve sebebinin bu olduğunu kanitladiklarini hatırlıyorum. Belki geçmişe yönelik tarama yapılırsa o belgesele hala erişim sağlanabiliyordur. Çok etkilenmiştim çünkü yaşadığım şehirde yüksek gerilim hatlarının arasında “modern toplu konutlar” inşaa ediliyordu o dönem. Benim bildiğim kadarıyla sadece Kanada’da yerlesim yerleri yüksek gerilim hatlarından belirli bir mesafe uzaklıkta olmak zorunda.Bizim güzel ulkemiz ise Allah’a emanet, dikkat edin her okulun ya da her çocuk parkının çok yakınında mutlaka bir trafo vardır. Kentlerde artık perdenizi açtığınızda 10-20 metre mesafede devasa enerji direkleri görüyoruz. Bu kadar yoğun manyetik alanın saglimizi etkilemeyeceğini düşünmek ise gerçekten ütopik 🤷‍♀️

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz