Belli mi olur? Bu uzun ve dikenli yolda hayallerine kavuşmayı başarırsa, yukarıdaki fotoğrafın tamamını, yani o güzel yüzü belki basında görebileceksiniz. Bu genç bilim insanı diyor ki “Kendinizi pseudo science olayına fazla kaptırmışsınız. Sızdıran bağırsak diye bir şey yok. Sizleri kandırarak para kırıyorlar. Glutensiz yaşamak eğer çölyak değilsen gereksiz. Her duruma özel sektör türedi. Eğer bir gıda alerjisi varsa elbette uzak durmak şart. Ama fizik tedavi ve medikal destek de önemli. İlaç almamak, doktora güvenmemek trend oldu. Ne kadar bir şeyden anlamayan blogger vs varsa uzman kesildi. Alerjin olan veya gıda intolerans testinde çıkan her gıdadan uzak dur. Şekeri kıs. Proteini arttır. Az ye. Alkol ve sigaradan uzak dur. Budur esas olan. Muayene ücretleri uçmuş. Kan testleri desen öyle. MR mı çektiriyorsunuz Amerika’da, bu muayene ücretleri nedir böyle? Hangi doktorlara gidiyorsunuz? Pubmed’de bir tane makaleleri yok, yapmayın. Yok xx tedavisi, yok xx kürü, yok xx terapisi. Uyanık olun biraz. İnanılmaz bilgi kirliliği var.” Nasıl? Sert değil mi? Tam batı tıbbı. Ben ne kadar fonksiyonel tıbba meyledersem O, bir o kadar konvansiyonel tarafta.
Diyeceksiniz ki “O kim?” Neden bu kadar dikkate alıyorsun, babanın oğlu mu? Evet. Cem. Kardeşim. Biyolog. Halen Harvard’da doktora yapıyor. Uzmanlık alanı retina hastalıkları olsa da bütüncül bir akış açısıyla esaslı bir eğitim alıyorlar.
Kafalar hep karışık mı diyordunuz? İşte siz o karışıklığı bana sorun. O sebeple gönüllü olarak bünyemin sesini dinliyor, bağışıklığı fazla baskılamamaya çalışıyorum. Cem’in kulağı deliktir, Allah vergisi bir zekâsı vardır (alırım lütfen bir maşaallah), sözlerinin doğru olma ihtimali var mıdır, vardır. O sebeple, birilerine koşulsuz itimat etmek yerine, kendim denemeliyim ve deniyorum da. Ne “duygusal” hekim veya metodlara ne kardeşime %100 itimat etmeden ama mutlaka kulak vererek ilerliyorum. Glutenden uzak durmanın şu ana dek faydasını gördüm; bir zarar hissetmiyorum henüz. Arada kaçaklarım oluyor, bedelini öderken daha net farkına varıyorum hatta bazı şeylerin.
Cem, öyle bir sistemin içinde yoğruluyor ki dünyanın yeme-içme eğilimlerini/korkularını/bakış açılarını, özetle algısını belirliyorlar.
Şeker hastalarına dair beslenme önerilerinde bakıyorsunuz “zeytiynyağından uzak durun ama Canola buyurun”; “inek sütü zararlı, e soya sütü verelim; “pancar şekeri berbat hindistancevizi verelim”. Liste her daim uzuyor. Takviyeler de böyle. Stevia ve soyanın maskesi düştü. Ya diğerleri? Ama anlarsak eğer ki “şeker şekerdir”, pancardan belki daha fazla stevia da işlenir, meyve şekeri de masum değildir ve buna göre davranırsak o zaman daha zor manipüle ediliriz. Çıkıyorsak da yoldan gönüllü çıkarız.
Beğendiğimiz popüler isimler var: Axe, Mercola, Hyman…Ezber bozan bilgiler veriyorlar. Ama aklıma şüpheler düşüyor: Nice çarpıcı belgesel yapıldı, Amerika’da tavukların hunharca yetiştirildiği çiftliklere savaş açan küçük bir üreticinin kartellerce nasıl susturulduğu veya otizm ve kanser tedavisinin mümkünatı hk. radikal/ümit vadeden doktorların şüpheli ölümleri gazetelerde…Böyle bir ortamda dünyayı yönetenler, 2. Dünya Savaşı sonrası olduğu gibi bize olan sevgilerinden margarin, bisküvi ve süt tozlarıyla bizi kucaklayacak değillerdi ya? Eminim birkaçımız sorardık; “bayram değil seyran değil, Trump beni niye öptü” derdik. Artık algı; medya ve bilim adamlarıyla dantel gibi inceden işleniyor.
Ben ortada durup kendimi denemeyi seçtim. Bağışıklığımı baskılayarak değil kulak vererek bünyemin gönüllü deneği olmayı. Gluten gitti, kavga bitti demek saflık olur. O işin önemli parçası ama sebebi değil.
Biz bağırsağın muazzam işleyişini türlü türlü patojenle bozduk. Dikkat edecek çok şey var; ama kirli gıda ve su ortamında artık elden ne gelirse o. Çok da kafaya takmadan, boğazımıza sahip çıkarak ve biraz da araştırmayı sevip hazırcılıktan uzak durarak belki biraz temiz kalmayı başarırız, belli mi olur…Birkaç nesillik hikaye bu. Bunca alerjik yavrucuk tesadüf değil. Yoluma buyurun demem o yüzden; ama yolumu izleyebilirsiniz, elbette memnun olurum.
yaklaşık 5 yıldır benzer bir yolculugu yasıyorum ve kafam gittikçe daha çok karışıyor. Aidin Salih, Medikal Medyum ilaçlardan uzak durun derken, doktorlarım sürekli yeni ilaçlar ekliyorlar. bırakmaya cesaret edemiyorum, ilaçlarla birlikte beslenmemi duzenlemeye calısıyorum ama bir taraftan hastalığın daha da saldırganlastıgı soyleniyor. Medikal medyuma göre ortada bir bagısıklık sistemi bozuklugu yok, bir virüs var.. anlayacagınız oldukca kararsız kalıyorum. Glutenle ilgili yazınızı okurken benzer bir kararsızlık hissiyle doldugum icin bunları yazdım.. 🙁
sevgiler
Burada, aslolan gluten antibiyotik veya hacamat sülük değil. Vücudu dinlemekte fayda var. Artık bilgiye ulaşım ne kadar kolaysa o bilgi aynı Zamanda bir o kadarı kadar kirli de olabiliyor.
Ben ne yapıyorum mesela ; hacamatıöı yaptırıyorum, gerçekten organik ürün tüketörye çalışıyorum(iş yemekleri hariç), kendi sabunumu dahi yapıyorum. Ve doktor ve ilaç üreticilerinin win win ilişkisinden uzak duruyorum. Saygılar. Houston